1. HZ. PEYGAMBER’İN PANAYIRLARDA HALKI İSLÂMA DAVET ETMESİ
  2. HZ. PEYGAMBER’İN EN YAKIN AKRABALARINI İSLÂMA DAVET ETMESİ
  3. HZ. PEYGAMBER’İN YOLCULUK HALİNDE İSLÂMA DAVET ETMESİ

HZ. PEYGAMBER’İN PANAYIRLARDA HALKI İSLÂMA DAVET ETMESİ

Hz. Peygamber’in Zu’l-Mecaz Pânayırında İslâm’a Davet Etmesi

– Rabia b. Ubbad şöyle anlatıyor: Rasûlullah’ı cahiliye döneminde Zü’l-Mecaz panayırında gördüm. Şöyle bağırıyordu: “Ey insanlar! Lâilâheillallah deyiniz, kurtulunuz!”

Halk onun etrafını sarmıştı. Arkasında yüzü parlak, gözleri şaşı, iki tane saç örgüsü bulunan birisi vardı. O da şöyle sesleniyordu:’ Bu kişi dinini değiştirmiştir, yalancıdır!’ Hz. Peygamber nereye giderse, hangi noktaya doğru yönelirse o da oraya doğru gidiyordu. Bunun kim olduğunu sordum. Bana bu adamın Hz. Peygamber’in amcası Ebu Leheb olduğunu söylediler {121}.

– Târık b. Abdullah şöyle anlatıyor: “Zü’l-Mecaz panayırında bulunuyordum. Genç bir kişi geçti. Sırtında kırmızı bir cübbe vardı. Şöyle diyordu: “Ey insanlar! Lâilâheillallah deyiniz, kurtulunuz!” Arkasında da bir kişi vardı. Bu arkadaki kişi Hz. Peygamber’in topuklarını kan içerisinde bırakmıştı. Mübarek baldırlarına taş atmış, onları kanatmıştı. O da ‘Ey insanlar! Bu adam yalancıdır, ona itaat etmeyiniz’ diyordu. Sordum: ‘Bu kimdir?’ Dediler ki: ‘Bu, Haşim soyundan gelen ve ben peygamberim diyen kişidir. Arkasındaki de amcası Abduluzza’dır {122}.

– Benî Malik b. Kinane’den olan bir kişi şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber’i Zü’l-Mecaz panayırında gördüm. Panayırı karış karış geziyor ve şöyle diyordu: “Ey insanlar! Lâilâheillallah deyiniz, kurtulunuz!”[Dipnot]=121. Bidâye III/41; Beyhakî; Heysemî VI/22 (İmam Ahmed, oğlu Abdullah ve Tabarânî’de benzerini rivayet etmişlerdir)

[Dipnot]=122. Tabarânî (Tarık b. Abdullah’tan); Heysemî VI/23 (Bu hadisin senedinde Ebu Hababi’l-Kelbi vardır. Bu zat tedlis yapar. Fakat İbn Hibban bu zâtın güvenilir olduğunu söylemiştir.

Ebu Cehil de Hz. Peygamber’in üzerine toprak atıyor ve diyordu ki: ‘Bu kişi sakın sizi dininizden ayırmasın, sizi aldatmasın! O ilahlarınızı; Lat ve Uzza’yı terketmeniz için bu çabayı göstermektedir! Fakat Hz. Peygamber, Ebu Cehil’e hiç aldırmıyordu. Ona dönüp bakmıyor, niye böyle yapıyorsun, demiyordu. Onu önemsemiyordu. İmam Ahmed, o kişiye, Rasûlullah’ı bize sıfatlandır, dedi. O kişi Hz. Peygamber’i şöyle tarif etti: “Onun sırtında iki tane kırmızı kürk vardı. Orta boylu, etine dolgundu. Güzel yüzlüydü. Yüzü beyazdı hem de çokça beyazdı. Saçları çok ve siyahtı, ne kıvırcık ne de tamamen düzdü” {123}.

Hz. Peygamber’in Ukkaz panayırında davasını kabilelere arzetmesi hususu daha önce geçmişti.

[Dipnot]=123. İmam Ahmed (Beni Mâlik b. Kinane’den birisinden); Heysemî VI/21; Bidâye III/149. Beyhakî (Ebu Cehil isminin yanlışlıkla yazılmış olabileceğini, ayrıca Ebu Cehil ile Ebu Leheb’in ayrı ayrı Hz. Peygamber’e ezâ etmiş olmalarının muhtemel olduğunu söyler)


HZ. PEYGAMBER’İN EN YAKIN AKRABALARINI İSLÂMA DAVET ETMESİ

Hz. Peygamber’in En Yakın Akrabalarını İslâm’a Davet Etmesi

 (Rasûlullah’ın Fatıma’ya, halası Safiye’ye ve diğer akrabalarına söyledikleri)

– “En yakın aşiretini uyar!” ayeti indiğinde Hz. Peygamber hemen harekete geçti ve “Ey Muhammed’in kızı Fatıma, ey Abdulmuttalib’in kızı Safiye, ey Abdulmuttalib oğulları! Allah’ın hakkından hiçbir şeyi size vermeye gücüm yetmez. Malımdan dilediğinizi isteyiniz’ buyurdu” {124}.

Hz. Peygamber’in Akrabaları ve Ev Halkını İslâm’a Davet Etmek Maksadıyla Yemeğe Çağırması

– “En yakın aşiretini uyar!” ayeti geldiğinde Hz. Peygamber, ehli beytinden olanları bir araya getirdi. Sayıları otuzdu. Yediler, içtiler. Hz. Peygamber onlara: “Hanginiz benim dinimin gereklerini yerine getirmeyi, sözlerimi dinlemeyi kabul eder ki benimle beraber cennette olabilsin ve ailem arasında da benim halifem olsun” dedi. Akrabalarından birisi bu sözler karşısında: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Sen bir denizsin. Kim bu vazifeyi yerine getirebilir?’ dedi. Sonra Hz. Peygamber bunu üç defa tekrar etti. Fakat hiçbir cevap alamadı. Bunun üzerine ‘Ben kabul ediyorum’ dedim {125}.

– Hz. Peygamber, Abdulmuttaliboğulları’nı topladı veya çağırdı. Hepsi tekbaşına bir kuzu yiyebilirdi ve tek başına üç sa’ büyüklüğünde olan bir kab içki içebilirdi. Hz. Peygamber ancak bir avuç kadar yemek hazırlatmıştı. Onlar yediler, doydular, yemek de olduğu gibi kaldı. Sanki hiç kimse ona el sürmemişti. Sonra Hz. Peygamber bir küçük bardak süt istedi. Onlar kana kana içtiler, süt olduğu gibi kaldı. Sanki ona hiç kimse dokunmamış ve o içilmemişti. Ve Hz. Peygamber şöyle dedi: “Ey Abdulmuttalib’in oğulları! Ben özel olarak Allah tarafından size, genel olarak da insanlara peygamber olarak gönderildim.[Dipnot]=124. İmam Ahmed (Hz. Aişe’den); Müslim

[Dipnot]=125. İmam Ahmed (Hz. Ali’den)

Siz de bu yemek ve içmekteki mucizeden gördüklerinizi gördünüz. Acaba hanginiz benim kardeşim ve arkadaşım olmak hususunda bana biat eder?” Hiç kimse Hz. Peygamber’in bu teklifini kabul etmedi. Ben kalktım. Onların hepsinden yaşça daha küçüktüm. Hz. Peygamber bana “Otur!” dedi. Sonra da bu sözü üç defa tekrarladı. Her defasında ayağa kalkıyordum, o da bana ‘Otur!’ diyordu. Üçüncü defa ayağa kalktığımda elimden tuttu {126}.

“En yakın aşiretini uyar” ayeti indiğinde, Hz. Peygamber “Ey Ali! Bir koyun buduyla bir sa’ buğdaydan bir yemek hazırlat ve Haşimoğulları’nı çağır.” (Beni Haşim O zaman 39 veya 40 kişiydi), dedi. Yemek yapıldıktan ve onlar geldikten sonra Hz. Peygamber onları buyur etti. Doyasıya yediler. Halbuki onlardan bazıları bir kuzuyu katığıyla beraber yiyebilirdi. Sonra Hz. Peygamber kendilerine bir kab süt takdim etti. Kana kana içtiler. Onlardan bazıları “Bugünkü sihir gibi bir sihiri dünyada görmedik” dedi. Rivayete göre bu sözü Ebu Leheb söylemiştir. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Hz. Peygamber bana “Ey Ali! Bir koyun buduyla bir sa’ buğdaydan bir yemekle büyükçe bir kap ile süt hazırla” dedi. Ben de söyleneni yaptım. Onlar birinci günkü gibi yediler ve içtiler. Birinci günde olduğu gibi yemek ve süt ikinci günde de fazlasıyla arttı. Onlar “Bugünkü sihrin bir benzerini görmediklerini” söylediler. Hz. Peygamber birkaç gün sonra aynı şeyi bana bir daha söyledi, ben de bir daha yaptım ve yine yiyip içtiler. Fakat bu sefer onlar bir şey söylemeden Hz. Peygamber onlara şöyle hitap etti: “Hanginiz benim borcumu öder?”Herkes sustu. Ben de sustum. Hz. Peygamber aynı şeyi tekrarladı. Bu sefer ben ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ben öderim’ dedim. Hz. Peygamber “Sen mi ya Ali?” dedi” {127}

[Dipnot]=126. İmam Ahmed (Hz. Ali’den); İbn Kesir III/350

[Dipnot]=127. Bezzar (Hz. Ali’den); Heysemî VII/302; İmam Ahmed (kısa bir şekilde); Tabarânî (kısa olarak); İbn Ebî Hatim (küçük farklarla bilmana); Beyhakî, Delail; İbn Cerir (zayıf bir senetle ve bazı eklerle); İbn Kesir III/350; Bidâye III/34 (Hadis başka bir senetle İbn Abbas’tan da daha önce rivayet edilmiştir)


HZ. PEYGAMBER’İN YOLCULUK HALİNDE İSLÂMA DAVET ETMESİ

Hicret Yolculuğu Esnasında Halkı İslâm’a Davet Etmesi

– İbn Saad babası Sa’d’ın şöyle dediğini anlatıyor: Hz. Peygamber, beraberinde Ebubekir olduğu halde, bize geldi. Ebu Bekir’in daha önce emzirilmek üzere bize bıraktığı kızı yanımızdaydı. Hz. Peygamber en kısa yoldan Medine’ye gitmek istiyordu. Ben ona: ‘İşte Rekube’nin şu deresi var ya! Oradan gidiniz! Orada Eslem kabilesinden iki hırsız vardır. Onlara el-Muhanan denilir. İstersen onların yanından gideriz’ dedim. Hz. Peygamber kendilerini onların yanından götürmemi istedi. Biz onları görünceye kadar yola devam ettik. Onlara yaklaştığımız zaman birisi diğerine: Bu, Yemenli kişidir, diyordu. Hz. Peygamber onları İslâm’a davet etti ve İslâm’ı kendilerine anlattı. İkisi de müslüman oldular. Sonra Hz. Peygamber kendilerine isimlerini sordu. Onlar “Biz El Muhanan (yani kıymetsiz) iki kişiyiz” dediler. Hz. Peygamber: “Hayır! Siz kıymetsiz değilsiniz. Belki siz El-Mukerreman (yani ikram edilmiş, şerefli iki kişisiniz)sınız! dedi ve onları Medine’ye, kendi yanına çağırdı” {128}.

Hz. Peygamber’in Sefer Halinde Bedevîleri İslâm’a Davet Etmesi

– Rasûlullah ile beraber bir seferdeydik. Bir bedevî geldi. Rasûlullah’a yaklaştığında ona nereye gittiğini sordu. O da Rasûlullah’a ailesinin yanına gittiğini söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Sana hayırlı bir şey teklif edeyim mi?” dedi. Bedevî ‘O nedir?’ diye sordu. Hz. Peygamber “Allah’tan başka ilah olmadığını, Allah’ın bir olduğunu, ortağı olmadığını, Muhammed’in de Allah’ın kulu ve rasûlü olduğunu kabul edecek ve şahidlik yapacaksın” dedi. Bedevî ‘Bunun doğru olduğuna dair bir delil var mıdır?’ dedi. Hz. Peygamber “Evet, şu ağaç!” dedi ve ağacı çağırdı. Ağaç tam derenin kıyısında bulunuyordu. Ağaç yeri yara yara Hz. Peygamber’e doğru geldi, yanında durdu. Hz. Peygamber ağaca “Böyle olduğuna şehâdet eder misin?” diye üç defa sordu. [Dipnot]=128. İmam Ahmed (İbn Sa’d’dan, o da babası Sa’d’dan); Heysemî VI/58

Ağaç da Rasûlullah’ın dediği gibi şehadet etti ve sonra da eski yerine döndü. Bunun üzerine Bedevî ‘Kavmime gideyim, bana tâbi olurlarsa sana getiririm. Aksi takdirde ben sana gelirim, seninle beraber olurum’ dedi {129}.

Hz. Peygamber’in Hicret Esnasında Bureyde b. Husayb ve Beraberindekileri İslâm’a Davet Etmesi

– Rasûlullah, Mekke-i Mükerreme’den Medine’ye hicret ederken El-Ğamim (Mekke’ye iki konak mesafede bir vadi) denilen yere vardı. Orada Bureyde b. Husayb, Rasûlullah’a geldi. Hz. Peygamber onu İslâm’a davet etti. O da, beraberinde bulunanlar da müslüman oldular. Seksen hane kadardılar. Hz. Peygamber yatsı namazını kıldı. Onlar da peygamberin arkasında namazı eda ettiler {130}.

[Dipnot]=129. Hakim (İbn Ömer’den); Bidâye VI/125; Heysemî VIII/292; Tabarânî; Ebu Ya’lâ; Bezzar. [Dipnot]=130. İbn Sa’d IV/242 (Asım el-Eslemi’den)