- 32. FASIL – UMEYR B. VEHB EL-CUMHÎ’NİN DÂVETİ VE MÜSLÜMAN OLMASI
- 33. FASIL – Ebu Hüreyre’nin Annesini İslâma Davet Etmesi Ve Onun Da Kabul Etmesi
- 34. FASIL – ÜMMÜ SÜLEYM’İN İNSANLARI İSLÂMA DAVET ETMESİ
32. FASIL – UMEYR B. VEHB EL-CUMHÎ’NİN DÂVETİ VE MÜSLÜMAN OLMASI
Umeyr b. Vehb’in Saffan b. Ümeyye ile Olan Hadisesi
– Umeyr b. Vehb el-Cumhî Bedir hadisesinden az bir zaman sonra Saffan b. Ümeyye’nin hicr’inde, yani Kâbe’de ona tahsis edilmiş olan yerde oturuyorlardı. Umeyr, Kureyş’in şeytanlarından birisi olup Hz. Peygamber ile ashâbına eziyet edenlerdendi. Hz. Peygamber Mekke’de iken onun elinden az çekmemişti. Oğlu Vehb ise Bedir’de esir alınanlar arasındaydı. Umeyr, leşleri kuyuya atılan Mekke ölülerinden ve Bedir’de aldıkları yaralardan bahsetti. Saffan ‘Andolsun, bu olanlardan sonra artık yaşamanın bir tadı yoktur!’ dedi. Umeyr: ‘Doğru söyledin. Eğer boynumda, veremediğim bir borç ve benden sonra helak olacaklarından korktuğum bir ailem olmasaydı, Muhammed’i öldürmek için derhal biner giderdim. Çünkü benim onlara gitmemin bir nedeni de vardır: Oğlum onların elinde esirdir’ dedi. Saffan b. Ümeyye bu konuşmayı fırsat bilerek Umeyr’e şöyle dedi: ‘Borcun benim boynuma olsun. Ben onu öderim. Senin çocukların da benim çocuklarımla beraber olsun. Hayatta oldukları müddetçe onlara ben bakarım. Bana genişlik veren hiç bir şeyi de onlardan esirgemem!’ Umeyr ‘O halde bu durumu bir sır olarak sakla!’ dedi. Saffan da ‘Olur’ dedi. Sonra Umeyr emretti; kılıcı keskinleştirildi ve üzerine de zehir sürüldü. Sonra Medine’ye gitti. Oraya ulaştığında, mescide gidip devesini oraya bağladı. O sırada Hz. Ömer de mescidde oturmuş bazı müslümanlarla, Allah’ın Bedir’de kendilerine yaptığı ikramdan ve düşmanlarının kalplerine korku salmasından bahsediyordu. Tam o sırada Umeyr b. Vehb gözüne takıldı. Hz. Ömer ‘Bu köpek, Allah’ın düşmanı Umeyr b. Vehb’dir ve ancak bir şer için gelmiştir. Aramızı bozan ve Bedir’de bizim kaç kişi olduğumuzu tahmin eden de budur’ dedi.
Umeyr’in Hz. Peygamber’le Konuşması
Sonra Ömer, Hz. Peygamber’in yanına gitti ve ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Şu, Allah’ın düşmanı Umeyr b. Vehb kılıcı boynunda olduğu halde geldi’ dedi. Hz. Peygamber de ona ‘Git onu huzuruma getir!’ dedi. Ömer çıkıp onun kılıcının kayışından tutup çekerek Hz. Peygamber’in huzuruna getirdi ve etrafındaki Ensâr’a ‘Siz de geliniz, peygamberin yanında oturunuz. Bu habisin peygambere saldırmasını engelleyiniz. Çünkü bu emin bir insan değildir’ dedi. Hz. Peygamber, Ömer tarafından kılıcının kayışından tutup çekilerek getirilen Umeyr’i görünce ‘Ey Ömer! Onu bırak! Ey Umeyr! Sen de bana yaklaş!’ dedi. Umeyr, Hz. Peygamber’e yaklaşarak cahiliye selamı olan ‘Mutlu sabahlar!’ diye selam verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber ‘Allah bize senin selamından daha hayırlısını vermiştir ey Umeyr! Bize cennet halkının selamı verilmiştir’ buyurdu. Umeyr ‘Ey Muhammed! Andolsun ben bu İslâm selamını yeni işitiyorum’ dedi. Hz. Peygamber ‘Sen niçin gelmiştin ey Umeyr?’ diye sorunca da ‘Şu sizin elinizdeki esir için (oğlunu kastediyor) geldim. Bu konuda bana bir iyilikte bulununuz’ dedi. Hz. Peygamber ‘O halde senin boynundaki kılıç nedir?’ diye sordu. Umeyr ‘Allah kılıçlarımızı kahretsin! Bize ne faydası oldu ki (Bedir’den kinâye)’ dedi. ‘Niçin gelmiştin? Bana doğrusunu söyle!’ dedi. Umeyr ‘Yalnızca oğlumu kurtarmak için geldim’ dedi. Hz. Peygamber ‘Hayır! Yalandır. Siz Saffan b. Ümeyye ile birlikte onun hicr’inde oturdunuz ve leşleri Bedir kuyusuna atılan Kureyş ölülerinden bahsettiniz. Sonra sen ‘Eğer benim boynumda bir borç ve kendilerine bakacağım bir ailem olmasaydı gider Muhammed’i öldürürdüm’ dedin. Bunun üzerine Saffan senin borcunu üzerine aldı. Ailene bakmayı da taahhüt etti. Sen de gelip beni öldürecektin. Allah benimle senin arana girmiş oldu’ buyurdular.
Umeyr’in Müslüman Olması ve Mekkelileri Dine Davet Etmesi
Hz. Peygamber’in bu sözleri üzerine Umeyr ‘Ben senin Allah’ın Rasûlü olduğuna şahitlik ederim! Ey Allah’ın Rasûlü! Biz senin bütün getirdiklerini yalanlıyorduk. Bu hicr’de oturmamız, Saffan ve benden başka hiç kimsenin bilmediği birşeydir. Andolsun, ben biliyorum ki sana bu hadiseyi Allah Teâlâ haber vermiştir. Allah’a hamdolsun ki O, beni İslâm’a iletti ve bu yolculuğa çıkarttı’ dedikten sonra şehadet getirdi. Hz. Peygamber ‘Kardeşinize (Umeyr’e) dinini anlatınız, ona Kur’ân öğretiniz. Esirini de bırakınız!’ buyurdular. Sahabeler bütün bu söylenenleri yerine getirdiler. Sonra Umeyr, Hz. Peygamber’e şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ben Allah’ın nurunu söndürmek için çalışan bir kişiydim. Allah’ın dininden olanlara çok şiddetli eza ve cefalarda bulundum. İsterim ki bana izin veresin; Mekke’ye gidip onları Allah’a, Rasûlü’ne ve İslâm’a davet edeyim. Umulur ki Allah onları doğru yola iletir. Eğer hidâyete gelmezlerse senin ashabına verdiğim üzüntü ve eziyeti aynen onlara da vereceğim’ dedi. Hz. Peygamber ona izin verdi. Umeyr, Mekke’ye döndü. Saffan, Umeyr b. Vehb Mekke’den çıkıp Medine’ye gittikten sonra etrafında bulunan Kureyşlilere ‘Birkaç gün içinde öyle bir müjde gelecektir ki size Bedir hadisesini unutturacaktır’ demişti. Saffan, her gelen kervandan Umeyr’i soruyordu. Nihayet bir kervan halkı ona Umeyr’in müslüman olduğunu söylediler. Saffan ‘Onunla artık hiç bir zaman konuşmayacağım’ dedi. Ona hiç bir yarar sağlamayacağına dair de yemin etti {222}.
Umeyr b. Vehb’in İslâm’ı Kabul Edişinden Sonra Hz. Ömer’in Onun Hakkında Söyledikleri
– Allah Umeyr’i hidâyete erdirdikten sonra müslümanlar sevindiler. Hz. Ömer de ‘Önceleri bir domuzu görmek Umeyr’i görmekten bana daha sevimli gelirdi. Fakat o, bugün benim yanımda bazı yavrularımdan daha sevimlidir’ dedi {223}.
– Umeyr b. Vehb müslüman olarak Mekke’ye döndüğünde doğruca ailesinin yanına gitti. Saffan b. Ümeyye ile görüşmedi. Müslümanlığını açıkladı ve halkı İslâm’a davet etti. Bu hadise Saffan’a anlatılınca: ‘Ben ilk olarak beni ziyaret etmemesinden, onun, kurtulmuş olduğu felakete düşüp Muhammed’e bağlandığını anlamıştım. Ben bundan sonra onunla asla konuşmam ve ona yardımcı da olmam. Çoluk-çocuğuna da hiç bir yararım dokunmayacaktır’ dedi. Daha sonra Umeyr, hicr’inde oturan Saffan’ın yanına geldi. Ona seslendi. Saffan yüzünü ondan çevirdi. Umeyr, ona ‘Sen bizim efendilerimizden birisisin. Daha önce kendilerine taptığımız ve adlarına kurbanlar kestiğimiz taşlardan bana haber verebilir misin? Bu da mı bir dindir? Ben şehâdet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed de O’nun kulu ve Rasûlü’dür’ dedi. Saffan bir kelime ile olsun cevap vermedi {224}.
[Dipnot]=222. Bidâye, III/313 (İbn İshak, Muhammed b. Cafer b. Zübeyr tarîkiyle); Kenz, VII/81 (Aynı şekilde İbn Cerir, Urve’den rivayet etti. Burada şu ek vardır: ‘Mekke’ye dönen Umeyr, halkı İslâm’a davet etmeye başladı. Kendisine muhalefet edenlere de çok şiddetli eziyetler yapıyordu. Onun eliyle birçok kimse müslüman oldu’); Tabarânî (Muhammed b. Cafer b. Zübeyr tarîkiyle); Heysemî, VIII/286 (Hadisin isnadının ceyyid olduğunu söyler).
[Dipnot]=223. Heysemî, VIII/287 (Ravileri sahihin ravileridir der; Tabarânî, Urve b. Zübeyr’den bunun bir benzeri. Ayrıca Tâbarâni Enes’ten mevsul olarak muhtasaran); İsâbe, III/36 (İbn Mendeh de bu hadisi mevsul olarak Enes’ten rivayet ettim ve gariptir. Bu yönden onu Ebu Umrân’dan almaktayız der).
[Dipnot]=224. İstiâb, II/486 (Vakidî, Abdullah b. Amr b. Ümeyye tarikiyle Abdullah’ın babasından).
33. FASIL – Ebu Hüreyre’nin Annesini İslâma Davet Etmesi Ve Onun Da Kabul Etmesi
– Ebu Hüreyre şöyle anlatıyor: Müşrik olan annemi zaman zaman İslâm’a davet ediyordum. Bir gün yine onu İslâm’a davet ettim. Hz. Peygamber hakkında bazı çirkin şeyler söyledi. Ağlayarak Hz. Peygamber’e gittim ve ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Annemi İslâm’a davet ettim. Müslüman olmadığı gibi bugün de senin hakkında hoşa gitmeyen sözler söyledi. Dua et de Allah, Ebu Hüreyre’nin annesine hidâyet versin’ dedim. Hz. Peygamber ‘Ey Allah’ım! Ebu Hüreyre’nin annesine hidâyet ver!’ dedi. Ben hemen Hz. Peygamber’in duasını müjdelemek üzere anneme koştum. Kapıya geldiğimde onun kapalı olduğunu gördüm. O sırada annem de benim ayaklarımın patırtısını duymuş olduğundan bana ‘Ey Ebâ Hüreyre! Olduğun yerde bekle!’ Ben dökülen bir su sesi işittim. (Annesi guslediyordu). Biraz sonra da annem entarisini giymiş ve fakat başı açık olduğu halde bana kapıyı açtı ve ‘Ey Ebâ Hüreyre! Ben şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve yine şahitlik ederim ki Muhammed, Allah’ın Rasûlü’dür’ dedi. Hz. Peygamber’e döndüm ve hadiseyi ona haber verdim. O da Allah’a hamdetti ve hayırlı bazı şeyler söyledi {225}.
[Sessiz]Ebu Hüreyre şöyle anlatıyor: Daha önce üzüntüden ağlayarak gittiğim Hz. Peygamber’e bu kez de sevinçten ağlayarak gittim ve ona şunları söyledim: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Müjde! Allah duanı kabul etti, Ebu Hüreyre’nin annesini İslâm’a hidâyet buyurdu! Ey Allah’ın Rasûlü! Dua et de Allah beni ve annemi bütün mü’min erkeklerle mü’min kadınların kalbinde sevimli kılsın’ dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber ‘Ey Rabbim! Şu kulcağızın Ebu Hüreyre ile annesini tüm mü’min erkek ve kadınlara sevdir!’ diye dua etti. Bundan anlıyorum ki, ismimi işiten tüm inanmış erkeklerle kadınlar beni sever! {226}.[/Sessiz]
[Dipnot]=225. İsâbe, IV/241 (Müslim’den. Ayrıca İmam Ahmed’in de benzer şekilde rivayet ettiğini söyler).
[Dipnot]=226. İbn Sa’d, IV/28 (Yukarıdaki hadise ek olarak burada şöyle bir ziyade vardır: “Ebu Hüreyre ‘Andolsun ki bütün inanan erkek ve kadınlar beni sever’ der. Ravi de ‘Niçin böyle söylüyorsun? Dayanağın nedir?’ diye sorduğunda Ebu Hüreyre bu olayı anlatır).
34. FASIL – ÜMMÜ SÜLEYM’İN İNSANLARI İSLÂMA DAVET ETMESİ
Ümmü Süleym’in Kendisine Tâlip Olan Ebu Talhâ’yı İslâm’a Daveti ve Onun da Bunu Kabul Etmesi
– Ebu Talhâ, Ümmü Süleym ile evlenmek istedi. Fakat kendisi henüz müslüman olmamıştı. Ümmü Süleym ‘Ey Ebâ Talhâ! Senin şu tapmakta olduğun ilahının topraktan bittiğini bilmiyor musun?’ dedi. Ebu Talhâ ‘Evet, öyledir’ dedi. Ümmü Süleym ‘Bir ağaca tapmaktan utanmıyor musun? Eğer müslüman olursan senden ne mehir ve ne de başka bir şey isterim. Seninle evlenirim’ dedi. Ebu Talhâ da ‘Düşüneyim’ dedi ve gitti. Daha sonra geldiğinde ‘Allah’tan başka ilahın olmadığına ve Muhammed’in de O’nun Rasûlü olduğuna şahitlik ederim’ diyerek müslüman oldu. Ümmü Süleym ‘Ey Enes! Beni Ebu Talhâ ile evlendir!’ dedi.
Böylece Enes, Ümmü Süleym’i, yani annesini, Ebu Talhâ ile evlendirdi {227}.
[Dipnot]=227. İsâbe, IV/461 (İmam Ahmed Enes’ten); yine İsâbe’de İbn Sa’d’ın da bu hadisi mana itibariyle rivayet ettiği belirtilir).